Türkiye 1500'lü yıllardan beri 7 ve üstü 23 depremle sarsılmıştır. Sismik açıdan oldukça hareketli bir ülke olan Türkiye, Avrasya-Arap-Afrika levhaları arasında yer almaktadır. Türkiye’nin içinde Kuzey Anadolu Fay Hattı, Doğu Anadolu Fay Hattı ve Batı Anadolu Fay Hattı bulunmaktadır.
Tarihsel olarak 10 Eylül 1509'da 7,2 şiddetinde Büyük İstanbul Depremi, 23 Şubat 1653'de 7,5 şiddetinde İzmir Depremi, 17 Ağustos 1668'de 8 şiddetinde Anadolu Depremi, 10 Temmuz 1688'de 7 şiddetinde İkinci İzmir Depremi, 3 Nisan 1881'de 7,3 şiddetinde Sakız Adası Depremi ve 10 Temmuz 1894'te 7 şiddetinde İstanbul Depremi yaşanmıştır.
9 Ağustos 1912'de 7,3 şiddetinde Mürefte Depremi, 18 Kasım 1919'da 7 şiddetinde Ayvalık Depremi ve 7 Mayıs 1930'da 7,6 şiddetinde Hakkari Depremi olmuştur.
27 Aralık 1939'daki 7,9 şiddetinde Büyük Erzincan Depremi’nde yaklaşık 33 bin kişi ölmüştür. Bunu 1942’deki Erbaa ve 1943’teki Ladik depremleri izlemiştir. Bu iki depremde de toplamda 7 bin kişi ölmüştür.
Büyük Erzincan Depremi’nden sonra Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın varlığı öğrenilmiş ve Türkiye’de depremle ilgili konular ele alınmaya başlanmıştır.
Bolu Gerede'de 1944'te 7,5 şiddetinde, Çanakkale Yenice'de 1953'te 7,2 şiddetinde, 1957'de Muğla Fethiye'de 7,1 ve Bolu Abant'ta 7,1 şiddetlerinde, Manyas'ta 1964'te 7 şiddetinde depremler meydana gelmiştir.
Muş Varto ilçesinde 19 Ağustos 1966'da 6,9 büyüklüğünde deprem yaşanmış ve 2394 kişi ölmüştür.
1967'de 7,2 şiddetinde Mudurnu, 1970'te de 7,2 şiddetinde Gediz depremleri olmuştur.
Van Muradiye’de 24 Kasım 1976'da 7,5 şiddetinde meydana gelen depremde 3840 kişi ölmüştür.
Kocaeli Gölcük'te 17 Ağustos 1999'da 7,4 şiddetinde meydana gelen depremde büyük çapta can ve mal kaybı yaşanmıştır. 45 saniye süren depremde 18.373 kişi ölmüştür. 12 Kasım 1999’de bu defa 7.2 ile Düzce sarsılmış ve 894 kişi ölmüştür.
Van Tabanlı’da 23 Ekim 2011’de 7,2 şiddetindeki depremde 601 kişi ölmüştür.
Son olarak da 6 Şubat 2023’de Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki iki büyük depremle 55 binin üzerinde yurttaşımız ölmüş ve acılar halen sarılmaya çalışılmaktadır.
Deprem kuşağında yer almasından dolayı depreme dayanıklı yapılaşmanın şart olduğu ülkemiz son on yıllarda iklimsel kaynaklı afetlere de maruz kalmaya başlamıştır. Bir tarafta kuraklık riski diğer tarafta ani sel baskınları yaşamı olumsuz etkilenmektedir.
15 Mart 2023’te Şanlıurfa başta olmak üzere Adıyaman ve Malatya bu defa sele teslim oldu. Cadde ve sokakların ırmak gibi çağladığı kentlerde çok sayıda mal ve can kaybı yaşanmıştır. Balıklı Göl bile sele teslim olmuştur.
Doğal durumlardan kaynaklı Türkiye depremler bölgesi ve iklimsel değişime uğrayan bir ülke olsa da asla bir afetler ülkesi olmaması dileğiyle..